28 Mayıs 2008 Çarşamba

kıro vlin tiyırz for fiyırz sinek


"göğsümün ortalarında sol üst tarafta."
kapıaltında..
iki noktada..
tüm sözcükler kaybolduğunda..
hem korkudan
hem mutluluktan
konuşamadığımda..
"aint gonna crawl no more.."
elma dediğinde,
kavramlar devrildiğinde,
yukarıda süzülüyoruz,
aşağıda öpüşüyoruz,
yukarıda birleşiyoruz,
aşağıda sarılıyoruz,
benlik üstü biz,
bana dokunduğunda,
sana dokunduğunda,
tanrı..
"gana kırovl vid may beybi fırom navon."
sinema, kapıaltı, ev, beytepe, odtü, konserler, şenlikler, istanbul, eymir;
"hiç çılgınlık yapmadım ben sevgilim"
schweppes mandalina,
doğal hayatım,
doğal seçilimim,
doğal eşim,
aidiyetim,
benim,
ben'im.
"yetmez ki bu kadarı"
çok daha fazlası gerek,
çok daha ayrıntılısı,
4 ay 6 gün,
büyüyor,
her geçen
dakika
biz,
sen büyürken,
ben büyürken,
birlikte büyüyoruz.
"bir kez cansız bir şeyi canlandırma şansın olsa?"
saklarsın,
saklarım,
sonra,
enerjim enerjine sarılır,
varoluşa ihanet ederiz,
enerjim enerjine sarılır,
sonsuza dek.
ıssız ada bedenlere,
ıssız gezegen enerjilere.
eşim.

17 Mayıs 2008 Cumartesi

kıro vlin fiyırz for tiyırz sinek


..

diye de başlarım ki. iki nokta koysam, elma olsam, barış gelse gene mi elma oldun sen tarraam dese, sevse beni, o sevince, anlatınca bana her şeyi, neden elma kalmadığımı, neden elma kalamadığımı, anlasam sonra.

çünkü bir elma olarak kalsaydım bile, ben kalmazdım. biz kalırdık, biz olurduk elma. bir elmanın iki yarısı değil hem, elmanın kendisi.

ama madem çıktınız sudan yayıldınız dünyaya, biz de tepedeki çimenlikten izleriz mademse. hem elma olmayınca daha kolay oluyor bir de bazooka açmak yanına.

ben sözcükleri çok önce kaybetmiş olsam da biliyorum ki ona kurduğumda cümleleri, artık o eski dil sistemi yok oluyor, ne sözcük şaibesi kalıyor ne bişi. yalnız dinlediğinden ve anladığından da değil, cümleleri o kurduğundan, kurulanları o düşünmüş olduğundan. ben olduğundan.

resimdeki kızın kafasında bir elma mı var..? :)

aşığım sana.